Skip links

Karbon Salınımına Karşı Küresel Firmaların Alabileceği 3 Önlem

Mevsimler her yıl bizi daha da şaşırtıyor. Kış mevsimindeyken bahardan kalma günler yaşarken, yaz mevsiminde şiddetli dolu yağışlarıyla karşılaşabiliyoruz. Orman yangınları, kasırga ve hortumlar geçmiş yüzyıllara oranla daha şiddetli yaşanıyor. Bu tarz düzensizlikler dünyanın belirli bölgeleriyle sınırlı değil, kuzey ve güney yarımkürenin her köşesinde iklim anormallikleri ile karşılaşmak mümkün… Peki bunu “anormallik” olarak değerlendirmek doğru mu? Uzmanlara göre tüm bu düzensizlikler yeni “normal” olarak kabul ediliyor. Bu durumda, dünyanın geleceğinin çok iyi bir noktaya gittiğini söylemek pek mümkün değil…
Fosil yakıtların aşırı ve kontrolsüz kullanımı, yenilenebilir enerji kaynaklarının sürdürülebilir bir düzlemde yaygınlaşamaması, küresel ısınma ve karbon emisyonu gibi sorunları da beraberinde getiriyor. Kontrolsüz sanayileşme, çarpık kentleşme, yüksek düzeyde enerji kullanımı gibi nedenler; atmosfere salınan zehirli gazların oranını arttırırken dünyanın ortalama sıcaklığını da arttırıyor. Artan ortalama sıcaklık da yerkürenin doğal örtüsünü ve hava akışını olumsuz etkiliyor. İnsan faktörüne bağlı karbon salınımı oranı her geçen gün artsa da, endüstriyel faktörlere bağlı karbon salınımı oranı çok daha tehdit edici oranlarda… Bu yazımızda büyük ve küresel firmaların karbon salınımı karşısında alabileceği üç önlemi sıralıyoruz…

1) Operasyon Süreçlerini Değiştirip İyileştirmek

Değişim adına yapabileceğimiz ilk şey, doğaya bıraktığımız karbon izini azaltmak… Endüstriyel hizmet sunan firmalar iş süreçlerini temiz enerji kaynaklarına dayandırabilirler. Rüzgar enerjisi, güneş enerjisi, jeotermal enerji gibi temiz enerji kaynaklarının küresel boyutta kullanımı bu sorunun çözümünde rol oynayabilir. Bu tarz değişimler sera gazı salınımını azaltırken firmaların bütçe tasarrufu yapmalarını da sağlayacaktır.

2) Karbon Kredisi Odağında Stratejiler Geliştirmek

2005’te yürürlüğe giren Kyoto Protokolü’ne imza atan ülkeler sera gazı salım değerlerini kontrol altında tutmak, çevreye zarar veren gazların salınımını azaltmakla yükümlüdür. Bu yükümlülüğü kentleşme ve endüstrileşme gibi nedenlerden dolayı yerine getiremeyen ülkelerin ise karbon ticareti yolu ile diğer ülkelerin de masraflarını üstlenerek protokolün sürdürülebilirliğine yatırımda bulunmaları gerekir. Bu noktada küresel firmaların çevreye verdikleri zararların ölçümlerini yapmaları, daha doğa dostu stratejiler geliştirmeleri, protokolün geleceği adına kaynak ayırmaları beklenir. Alınacak karar ve stratejiler büyük ölçekli değerlendirilmeli ve firmaların dünya çapındaki faaliyet bölgelerini de kapsayacak şekilde geliştirilmelidir.

3) Doğa Dostu Kararlar Almak

Elbette ki farklı kıtalarda, farklı operasyonlar yöneten büyük firmaların bir günde böylesine büyük kararlar alması kolay değil… Tüm süreçlerin ve planlamaların vizyoner bir düzlemde hazırlanması için zamana ihtiyaç var. Ancak alınan tüm kararların, doğaya ve iklime fayda sağlayacak şekilde kurgulanması da şart… Yenilebilir enerji kullanımı, bölgesel ağaçlandırma çalışmaları, yeşil ofis ilkeleri alanlarında öncü ve yenilikçi projeler üretmek, firmaların verebileceği önemli destekler arasında yer alıyor.

Bir Uzay Kimya Markası ve Türk malı olan U Green Clean, gelecek nesillere sağlıklı bir dünya bırakma vizyonu ile sorumluluklarını yerine getiriyor. Hammadde ve doğal kaynakları verimli kullanan U Green Clean; EcoGarantie ve Ecolabel sertifikalı organik içerikler tercih ederek materyallerin sağlıklı biçimde geri dönüşümünü sağlıyor; doğayı ve tüm canlıların geleceğini koruyor.

Yorumunuz